RSS

Ramazan Orucunu Terk Etmenin Hükmü Nedir?

Tarih: Jul 20 2012

Ey îmân edenler! Sizden evvelkilere farz kılındığı gibi, oruç tutmak (sizin de) üzerinize farz kılındı; tâ ki (günahlardan) sakınasınız. (Bakara, 183)

(O sayılı günler) Ramazan ayıdır ki; insanlara doğru yolu göstermek ve hidayet ile furkandan (hak ile batılı ayıran hükümlerden) apaçık deliller olmak üzere, Kur’ân onda indirilmiştir. Öyle ise içinizden kim o aya erişirse, artık onda oruç tutsun! Kim de hasta olur veya yolculukta bulunursa, artık (onun üzerine, tutamadığı günler) sayısınca başka günler (de oruç tutma borcu) vardır. Allah size kolaylık ister ve size zorluk istemez. İşte (bütün bunlar) sayıyı tamamlamanız ve sizi hidayete erdirmesine mukabil (tekbir getirerek) Allah’ı büyük tanımanız içindir; hem ta ki şükredesiniz. (Bakara, 185)

Ramazan orucunu terk eden günahkâr, farz olduğunu inkar eden kafir olur! Cenab-ı Hak ayet-i kerimelerde açıkça orucu farz kılmıştır. Farz ibadetler her mümin için yapılması kesin emir olunmuş işlerdir. Farz ibadetlerin terkinde ceza, yapılmasında da mükâfat vardır. Ramazan orucunu özürsüz olarak terk eden İslamiyet’in büyük bir rüknünü terk ettiği için günahkârdır. İslam’ın kulpları (tutunulacak esasları) ve dinin temelleri üçtür, İslam bunlar üzerine bina edilmiştir. Kim bunlardan birini terk ederse, onu inkar etmiştir. Kanı helal olur. Bunlar:

  • Allah’tan (cc) başka hiçbir ilah olmadığına şehadet getirmek
  • Beş Vakit Namaz
  • Ramazan Orucu

Âlimlerin görüşüne göre dinî özür olmadan Ramazan orucunu tutmayıp, farz olduğunu inkar etmeyen kişi kafir olmaz, fakat günahkâr olur. Ahirette büyük bir ceza çeker.

(sorusorcevapbul.com)

Ramazan-ı Şerifte ise, ehl-i iman, birden muntazam bir ordu hükmüne geçer. Sultan-ı Ezelinin ziyafetine davet edilmiş bir surette, akşama yakın “Buyurunuz” emrini bekliyorlar gibi bir tavr-ı ubudiyetkârâne göstermeleri, o şefkatli ve haşmetli ve külliyetli Rahmâniyete karşı, vüs’atli ve azametli ve intizamlı bir ubudiyetle mukabele ediyorlar. Acaba böyle ulvî ubudiyete ve şeref-i keramete iştirak etmeyen insanlar, insan ismine lâyık mıdırlar? (Risale-i Nur, 29. Mektup)